UZUN HAVALAR
KÖR OLASIN ÇERKEZ NEREDEN GELDİN


Repertuar No
672 
Yöresi- İli
İlçesi- Köyü
-  
Kaynak KiÅŸi
Derleyen
Notaya Alan
 
İcra Eden
 
Makamsal Dizi
 
Türü
Karar Sesi
 
BitiÅŸ Sesi
 
Usül
 
En Pes Ses
 
En Tiz Ses
 
Ses GeniÅŸliÄŸi
 
Youtube Linki
 


TÜRKÜNÜN SÖZLERİ

(aman) KÖR OLASIN ÇERKEZ NEREDEN GELDİN
KUYUMCUYUM DEYİP ÇAYIRA KONDUN
(aman) ALNI TOP KEKİLLİ YİĞİDİ VURDUN
DUMANI GÖKLERE ÇIKTI NURİ BEY

(aman) GEL BEYİM GEL BEYİM DE OTUR DİZİME
SÜRMELER ÇEKEYİM ELA GÖZÜNE
(aman) DOKSAN ÇERKEZ İNMİŞ ÇAYIR ÖZÜNE
DUMANI GÖKLERE ÇIKTI NURİ BEY

(aman) ÇEKİN KIRATIMI ÇEKİN BİNEK TAŞINA
KİM KARIŞIR BU MEVLANIN İŞİNE
(aman) GARİP ANAM YATMIŞ YİĞİT DÜŞÜNCE
DUMANI GÖKLERE ÇIKTI NURİ BEY

(aman) ANASININ ADI DA SAFİYE HATUN
BOĞAZINA TAKMIŞ BEŞ BİNLİK ALTUN
(aman) ÖLDÜRMEN BEYİMİ ALAYIM SATIN
DUMANI GÖKLERE ÇIKTI NURİ BEY

 

TÜRKÜNÜN ÖYKÜSÜ

(aman) Kör olasın Çerkez nereden geldin
Kuyumcuyum deyip çayıra kondun
(aman) Alnı top kekilli yiğidi vurdun
Dumanı göklere çıktı Nuri Bey

(aman) Gel beyim gel beyim de otur dizime
Sürmeler çekeyim ela gözüne
(aman) Doksan Çerkez inmiş çayır özüne
Dumanı göklere çıktı Nuri Bey

(aman) Çekin kıratımı binek taşına
Kim karışır bu Mevla’nın işine
(aman) Garip anam yatmış yiğit döşüne
Dumanı göklere çıktı Nuri Bey

(aman) Anasının adı da Safiye Hatun
Boğazına takmış beş birlik altun
(aman) Öldürmen beyimi alayım satın
Dumanı göklere çıktı Nuri Bey


Bu ağıtın devamında Kemancı İsmail Ağa'dan alınan dörtlükler ise şöyledir:

Yine geliyor da Çerkez sürüsü
Bu diyarda kalmasın hiç de birisi
Beni vurdular arkadaş gece yarısı
Vuruldum Çerkez’e de gelemem gayrı
Sılada yavrular göremem gayrı

Çerkezi görünce dutuldu dilim
Kurşunu yiyince büküldü belim
Kör olası Çerkez yiğidi vurdun
Yaz günü akşamı ağlattın beni

     Nuri Bey'in yazıya aktarılmayan, kayda alınmayan ve sözlü kültür içinde yaÅŸayarak günümüze ulaÅŸan hayatı zaman içinde efsaneleÅŸmiÅŸtir. Ölümü üzerine yakılan ağıtlar, soyundan gelen kiÅŸiler ve ÇapanoÄŸlu döneminde yapılan tarihi Şıhlar Camisi'nin avlusundaki mezarı ve mezar kitabesi olmasa hakkında anlatılanları dinleyenler, hiç yaÅŸamamış bir efsane kahramanından söz edildiÄŸini zannedebilirler.
     Mezar kitabesindeki Rumi takvime göre "TeÅŸrin-i evvel 12, sene 1301 Pehlivanzade Nuri Bey merhumun ruhu için El-Fatiha" kaydı bulunmaktadır. Bu tarih Miladi takvimde 24 Ekim 1885, Hicri takvimde 15 Muharrem 1303 tarihlerine karşılık gelir. Nuri Bey'in doÄŸum tarihi sözlü kültür ortamının doÄŸal özelliÄŸi olarak bilinmiyor. Hakkında anlatılanlara göre öldüğü zaman 40 yaşındadır. Bu kayda göre Nuri Bey''in doÄŸum tarihi 1845 olmalıdır.
     Nuri Bey, Şıhlar Köyü'nde "Beyler" olarak anılan sülalenin başındadır. Çevre köy ve kasabalarda itibarlı birisidir. Anlatılara göre Nuri Bey, 1877-78 Osmanlı - Rus Savaşı'ndan sonra Kafkaslar'dan Erzurum'a kadar iÅŸgale uÄŸrayan yurtlarını terk ederek bölgeye yerleÅŸen göçmen gruplarıyla yerli halk arasında yaÅŸanan kimi asayiÅŸ sorunlarının çözümünde öne çıkmaktadır. 19. yüzyılda yaÅŸayan Yozgatlı Aşık Hicabi'nin bir ÅŸiirinde;

Seher vakti kalkıp edince sökün
Dekkan (?) dağlarına pek olma yakın
Pehlivanoğlu'nun bazından sakın
Yoktur kurtulmaya çare turnalar

mısralarında geçen Pehlivanoğlu'nun, Nuri Bey olduğu düşünülebilir. Anlatılanlara göre, bir gün kış için biriktirdikleri bütün malları bölgeye gelen göçmenler tarafından yağmaya uğrayan çevre köylüler yardım için Nuri Bey'e gelirler. Nuri Bey de benim bölgemde asayişsizlik ve adaletsizlik olmaz diyerek atına biner ve tek başına çapul yapanların peşine düşer. Çıkan çatışmada vurulur ve aldığı yaradan kurtulamayarak ölür.
     Nuri Bey, gençlik yıllarında çok iyi cirit oynayan yakışıklı ve yağız bir delikanlı, daha sonra saygı duyulan, dirayetli ve adaletli bir bey, koyunları açlıktan kırılmakta olan köylülere yardım etmek için uzun süren kışı kaldırma gücüne dahi sahip olduÄŸuna ve nihayet ölümünden sonra mezarına her gün nur yaÄŸdığına inanılan bir ulu kiÅŸi olarak efsaneleÅŸmiÅŸtir.
     Hayatı efsaneleÅŸtikçe ölümünden sonra yakılan ağıtlar varyantlaÅŸmış ve Yozgat'ın birçok yerinden derlenmiÅŸtir.
     Nuri Bey'in gerçek ve efsanevi hayatı, 93 Harbi sonrasında Osmanlı'da iç göçler sırasında göçenler kadar toprakları göçe maruz kalanların da yaÅŸadığı acıların ve aralarındaki uyum sorunlarının bir parçası olarak anlamlıdır. Söz konusu iç göçler hakkında sözlü tarih çalışmaları yürütenler için iyi bir baÅŸlangıç noktasıdır. (M.Öcal OÄŸuz, Bozok Yazıları, s.138-139 )

     Aynı köylü olan Prof. Dr. Öcal OÄŸuz hikayeyi kendi aÄŸzından şöyle anlatmaktadır:
     "Yozgat'ın Sarıkaya İlçesi'nin bugünkü Şıhlar Köyü'nde 1890'lı yıllarda yaÅŸanmış bir olaya yakılmış ağıttır ve bozlak ÅŸeklinde okunur.
     Nuri Bey, çevrede yiÄŸitliÄŸi ve mertliÄŸi ile tanınan bir beydir. Kendisinden izin isteyen bir gurup göçebe Çerkez, çayıra konarlar. Gün geçtikçe çevreye zarar vermeye baÅŸlarlar. Nuri Bey'e sürekli ÅŸikayetler gelir. Bunun üzerine Nuri Bey atına biner ve yanlarına doÄŸru yol alır. Nuri Bey'in geldiÄŸini duyan Çerkezler kaçmak için hazırlanırlar. "BaÅŸka köylerin arazisine zarar verdiklerini" söyleseler de aralarında tartışma çıkar. Nuri Bey üzerlerine yürür. Çerkezler, atlarına binip kaçarlar. Nuri Bey peÅŸlerine düşer. Ancak iyi atıcı olan biri arkasına dönerek ateÅŸ ederek vurur ve Nuri Bey attan düşer. Nuri Bey'in yarası ölümcül deÄŸildir. Çerkezler; sıkacak baÅŸka mermileri olmadığından, "eÄŸer iyileÅŸirse peÅŸimizi bırakmaz." diyerek gei dönerler ve kan dışarı akmasın diye merminin girdiÄŸi yere çaput yakarak basarlar. Bu ÅŸekilde kan içeri aktığı için ve müdahale edilemediÄŸinden dolayı bir süre sonra Nuri Bey orada ölür." Sevenleri ve çevresindekiler bu olaya duydukları üzüntü ile ağıtlar yakarlar.
     Kültür ve Turizm Bakanlığı AraÅŸtırma EÄŸitim Dairesi tarafından 1993 yılında yapılan araÅŸtırmada bant kayıtlarında Şıhlar Köyü'nden Kara DaÄŸ isimli 70 yaşında olan ÅŸahsın ifadelerine göre; bu ağıt "Tekke Köyü'nden Mehmet Ali isminde bir zat tarafından yakılmış olup, bu bölgeye sık sık düğünlere gelen Ürgüplü Refik BaÅŸaran tarafından öğrenilerek gramofona okumuÅŸtur." Ancak Refik BaÅŸaran'ın bu kaydına ulaşılamamıştır. Yozgatlı Mahalli Sanatçı Abdullah Ersin'in bant kayıtlarından ve KaradaÄŸ'ın kendi sesinden türkünün ezgisini mevcuttur. Ayrıca BoÄŸazlıyan'dan Galip Kayhan'ın 1970'li yıllardaki bant kaydında ezgiyi farklı okuduÄŸu görülmektedir. BaÅŸka amatör bant kayıtlarında da Galip Kayhan'ın okuduÄŸu gibi okuyanlara da rastlanmaktadır.
     Ağıtı Mehmet AliÂ’nin yakıp yakmadığı bilinmiyor ama Columbıa plağın 1941 yılında bastırmış olduÄŸu umumi katoloÄŸunnda Yozgatlı Mehmet Ali adında mahalli sanatçının "Nuri Bey" adlı eseri 17608 numaralı plağın A yüzüne okuduÄŸu kesindir. (Columbıa Türkçe Plakların Umumi KataloÄŸu, Numune Matbaası, 1941,İst, s.46)

     ÅžÄ±hlar Köyü'nden KaradaÄŸ ismindeki ÅŸahsın okuduÄŸu dizeler içinde duyulmayan ÅŸu iki dörtlükte geçen "PehlivanoÄŸlu" hanesi Nuri Bey'in beyliÄŸi ve namı hakkındaki teretdüt ve ihtimali de ortadan kaldırmaktadır.

Ben bir bey oğluydum da şu Şıhlar'ın dağında
Şöhretim varıdı da sağımda solumda
Pehlivanoğulları'nın bir ocağında
Dumanı göklere çıktı Nuri Bey

Haydar'ınan da İrbaam niçin gitmemiş
Yetişip düşmana da bir at katmamış
Getme dur demişler beyim dutmamış
Dumanı göklere çıktı Nuri Bey

Bu ağıtın son dörtlüğü Beypazarı'nda geçen "“Kaçakçı Ağıtı'nda" da geçmektedir. 

(ay dost) Aman Şıhlar'ın başında pir idi dağlar
Memiş küheylanı tavlaya bağlar
Nuri Bey vurulmuÅŸ aÅŸiret aÄŸlar
Aşiretin melul galdı Nuri Bey
Yavrular ortada galdı Nuri Bey

(ay dost) Aman kör olasın da Çerkez nereden geldin
Guyumcuyum deyi çayıra gondun
Alnı top kekilli yiğidi vurdun
Boyandı al ganlara geldi Nuri Bey
Yavrular ortada galdı Nuri Bey

(ay dost) Aman çekin kır atımı da binek taşına
Karışılmaz da şu Mevla’nın işine
Yavrılarım yattı da benim döşüme
Ağca konakların melul kaldı Nuri Bey
Yavrılar ortada galdı Nuri Bey

(ay dost) Aman ne çabuk dolandı da Buğaz’ın özü
Gargalar mı oydu da o ela gözü
Üzerime döktüler de lavanta tozu
Boyandı al ganlara geldi Nuri Bey
Yavrılar ortada galdı Nuri Bey

(ay dost) Aman çerkezi görünce tutuldu dilim
Kurşunu yeyince kırıldı belim
Körolası Çerkez kırılsın elin
Yavrıların yetim kaldı Nuri Bey

Hanımızda örtmelerin direği
Sızılıyor Dudu Bacı'mın yüreği
Kabul oldu zalım Çekez'in dileği
Gafilinen öldü kime ne deyim

Avradının adı Safiye Hatun
Öldürmen beyimi alıyım satın
Yiğidim gaflete daldı ne deyim

                                  HABİP COÅžKUNSOY