KIRIK HAVALAR

ÜÇ KARDEŞTİK GETTİK GEYİK AVINA


Repertuar No
2194 
Yöresi- İli
İlçesi- Köyü
-  
Kaynak KiÅŸi
Derleyen
Notaya Alan
Ä°cra Eden
Makamsal Dizi
Konusu - Türü
Karar Sesi
La 
BitiÅŸ Sesi
La 
Usül
4/4+2/4 
En Pes Ses
Sol 
En Tiz Ses
Re 
Ses GeniÅŸliÄŸi
12 Ses 


                    Kaynak kiÅŸiden


                    Günümüz yorumu




TÜRKÜNÜN SÖZLERİ

ÜÇ KARDEŞTİK GİTTİK GEYİK AVINA
GEYİK ÇEKTİ BİZİ KENDİ DAĞINA
TÖVBELER TÖVBESİ GEYİK AVINA

Bağlantı:
ARKADAÅžLAR BEN VURULDUM KALBÄ°MDEN
GEYİK HEÇ GETMİYOR BENİM AKLIMDAN

TÜFEĞİM KAYADA ASILI KALDI
ELBİSEM BOHÇADA BASILI KALDI
NİŞANLIM SILADA KÜSÜLÜ KALDI

Bağlantı


 

TÜRKÜNÜN ÖYKÜSÜ

     Avcılığın yaygın olduÄŸu Diyarbakır'da bilhassa hafta sonları gruplar halinde ava gidilirdi. 
     Bir hafta sonu Halil, Ramazan ve Hikmet adlarındaki üç kardeÅŸ, yirmi kiÅŸiden oluÅŸan bir avcı grubuyla KaracadaÄŸ'a geyik avına giderler.
     Avcılar beÅŸer kiÅŸilik gruplara ayrılarak avlanmaya baÅŸlarlar. Bir müddet sonra kayalık bir yerde geyik sürüsü ile karşılaşırlar. Geyik sürüsündeki bir geyiÄŸin yavrusunu vururlar. Geyik sürüsü dağılır, vurulan geyik yavrusunun anası dağılan sürüden ayrılarak bir yerde durur. Duran geyiÄŸi gören kardeÅŸlerden en küçüğü olan Halil, vurulan geyik yavrusunun yanında kalarak onunla ilgilenir. DiÄŸer iki kardeÅŸ ileride bekleyen ana geyiÄŸin peÅŸine düşerler. Ana geyik kaçar onlar kovalar. Uzunca ve yorucu bir kovalamacadan sonra geyik iki kardeÅŸin arasında kalır. Çapraz ateÅŸ arasında kalan geyik saÄŸa sola kaçmaya çalışırken kardeÅŸlerden ortancası olan Halil'in geyiÄŸe attığı mermilerden biri aÄŸabeyi olan Ramazan'a isabet eder. Aldığı mermi yarasının verdiÄŸi acıyla bağırarak yere yıkılır. Yanlışlıkla aÄŸabeyini vurduÄŸunu anlayan Halil koÅŸarak Ramazan’ın yanına gelir. Ramazan yerde kıvranmaktadır. Halil aÄŸabeyine sarılarak aÄŸlayıp bağırmaya baÅŸlar. Bağırtı sesine doÄŸru koÅŸan diÄŸer avcılar olay yerine gelirler. Fakat kalbinden aldığı mermi yarası ile Ramazan orada ölür. Cenazesi Diyarbakır'a getirilir.
     Diyarbakır'daki evlerinde ÅŸivan kopar herkes periÅŸan bir haldedir. Ramazan'ın cenazesi Åžeyh Mahmut düzlüğündeki mezarlığa defnedilir.
     Aradan 5 -6 ay geçtikten sonra ailesi, ölen oÄŸullarının dul kalan karısını Halil'in almasını isterler. Halil bunu duyunca çok üzülür ve kabul etmeyeceÄŸini belirtir. Ana ve babası Halil'i ikna etmek için sözü dinlenen bazı ÅŸahısları devreye sokarlar. Bu ÅŸahıslar Halil'e; "AÄŸabeyin öldü, hanımı dul kaldı. Bunu senin nikahına alman gerekir" derler. Halil, "Siz benden olmayacak bir ÅŸey istiyorsunuz. Ben canım kadar sevdiÄŸim aÄŸabeyimi yanlışlıkla vurup öldürdüm. Benim acım içimden çıkmazken bir de bana ablalık eden yengemle evlenmemi istiyorsunuz. Bu nasıl olur ? AÄŸabeyimin kemikleri sızlar. Benden bunu istemeyin. Ben bacım gibi saygı duyduÄŸum yengemle evlenemem. 0 benim bacımdır. AÄŸabeyimin bize emanetidir. Ben emanete hıyanet edecek biri deÄŸilim" der ve kabul etmez.
Halil, bir gün evde yengesinin yalnız olduğu zamanda onunla konuşur ve kendisinden isteneni yengesine anlatır. Yengesi "Halil sana da bu yakışırdı. Ağabeyin seni çok severdi. Ben de sana ablalık yaptım. Sen benim dünya ahiret kardeşimsin" diyerek Halil'e sarılır ve ikisi birden hıçkırarak ağlarlar. Halil yengesinin elini öperek evden ayrılır ve Diyarbakır'ı terk eder.

* Bu hadiseyi Diyarbakırlı CemilpaÅŸalar'ın kızı olan 95 yaşındaki Seniha Güran'dan derledim. 

                                                   Diyarbakır Kültürü
                                                   Vedat GÃœLDOÄžAN