KIRIK HAVALAR

KIRMIZI GÃœL DEMET DEMET


Repertuar No
1175 
Yöresi- İli
İlçesi- Köyü
-  
Kaynak KiÅŸi
Derleyen
Notaya Alan
Ä°cra Eden
 
Makamsal Dizi
Konusu - Türü
Karar Sesi
La 
BitiÅŸ Sesi
La 
Usül
13/4 
En Pes Ses
La 
En Tiz Ses
Mi 
Ses GeniÅŸliÄŸi
5 Ses 




TÜRKÜNÜN SÖZLERİ

KIRMIZI GÃœL DEMET DEMET
SEVDA DEĞİL BİR ALAMET (balam nenni yavrum nenni)
GÄ°TTÄ° GELMEZ OL MUHANNET

Bağlantı:
ŞOL REVANDA BALAM GALDI (yavrum galdı balam nenni)

KIRMIZI GÃœL HER DEM OLMAZ
YARALARA MERHEM OLMAZ (balam nenni yavrum nenni)
OL TABÄ°PTEN DERMAN GELMEZ

Bağlantı

KIRMIZI GÃœLÃœN HAZANI
AĞAÇLAR DÖKER GAZELİ (balam nenni yavrum nenni)
KARAYAÄžIZIN GÃœZELÄ°

Bağlantı


ÅžOL : Åžu
ALAMET : Büyüklük bakımından şaşılacak kadar olan
MUHANNET : Korkak, hain
REVAN : Erivan
TABÄ°P : Doktor
HAZAN : Sonbahar
GAZEL : KurumuÅŸ yaprak
TABÄ°P : TABÄ°B : TEBÄ°B : Hekim, doktor


 

TÜRKÜNÜN ÖYKÜSÜ

Kırmızı gül demet demet,
Sevda deÄŸil bir alamet,
Balam nenni, yavrum nenni
Gitti gelmez ol muhannet

Şol Revanda balam kaldı,
Yavrum kaldı balam nenni.

    Bir annenin Åžol Revan'da kalan balası (yavrusu) üstüne söylediÄŸi bir tüküdür. REVAN ise bugünkü adıyla ERÄ°VAN, yani günümüzde Ermenistan'ın baÅŸkenti...
    Türkümüze konu olan olayın geçtiÄŸi zaman büyük olasılıkla 17. yüzyıl sonrası... Neden derseniz, REVAN Osmanlının önemli bir ticaret merkezi o zamanlar. Ama bir ara elden çıkmış. Safeviler iÅŸgal etmiÅŸ. Yıl 1635. Dördüncü Murat ikiyüzellibin kiÅŸilik bir orduyla Revan seferini düzenlemiÅŸ. Sekiz ay yirmi dokuz günlük kuÅŸatma sonunda Revan yeniden Osmanlı topraklarına katılmış. 
    Eskisi gibi kervanlar gider gelir olmuÅŸ. Mal götürüp mal getirmiÅŸler. Memet de gidip gelen kervancılardan birisi. Anasının da tek Balası. Tek oÄŸlu. Erzurum yöresinde üç - beÅŸ dönümlük tarlalarını ekip dikiyorlar. YetiÅŸtirdikleri ürünü de kervana katıp, Revan'da satıyor Memet... Memet de Memet hani... Karayağız bir delikanlı ... Taşı tutsa, suyunu çıkaracak kadar güçlü. Bir de alışkanlığı var Memet'in. Her akÅŸam tarla dönüşü, bahçelerden derlediÄŸi demet demet gülleri getiriyor anasına... Anayla oÄŸul arasında bir simge gibi kırmızı gül demeti... Sevgi saygı simgesi.
    Gülleri evinin dışında kurutuyor ana.. Onlara baktıkça oÄŸlunu görür gibi oluyor... Hele Memet kervandaysa. Gözü gönlü kırmızı gülün kurumuÅŸ, gazelleÅŸmiÅŸ demetinde ananın. Rüyaları hep Memet üstüne... Revan yollarını düşlüyor hep. Kimi zaman kara saplanmış görüyor kervanı. Kanter içinde uyanıyor, hayra yormaya çalışıyor. Kimi gecelerde de toza dumana katılmış kervanın, atının, eÅŸeÄŸinin, devesinin bir toz bulutu içinde kayboluÅŸunu düşlüyor. Bir hortum yutuyor kervanı. Koca kervan döne döne göğe çekiliyor. Geride ne bir at, ne de bir deve, ne de insan kalıyor. Memet'i arıyor gözleri. Kara yağız, kaytan bıyıklı Memet, ellerini uzatıyor anasına. "Tut ellerimi" diyor, ama ne gezer. Anasının elleri boÅŸlukta kalıyor.
    Sözün kısası, günü gelip de kervan Revan'dan dönene kadar bu böyle sürüp gidiyor. Kervanın dönüşünü dört gözle bekliyor. Bazen kışın yola saldığı oÄŸlu yazın dönüyor. Bazen de tam tersi oluyor. Kervanın dönüşü, bayram gibi.. Kimi kocasını, kimi yavuklusunu karşılıyor. Kimi analar da oÄŸullarını.. Sarılıp, aÄŸlayanlar, sevinç gözyaşı dökenler. Yemen seferinden döner gibi. Gerçi savaÅŸ dönüşü deÄŸil ama hastalığı saÄŸlığı var... Karı var, ayazı var. Bir de salgın hastalık söylentisi yayılmış. Veba hastalığı kırıp geçiriyor ortalığı o dönemde. Ä°lkin bir ateÅŸ sarıyor bünyeyi. Kusma, iltihap, baÅŸ dönmesi. En sonunda sayıklama. Artık kurtuluÅŸu yok. Sayıklaya sayıklaya götürüyor insanı. En erken üç gün. En geç yedi gün içinde baÅŸlıyor sayıklama... KurduÄŸu tüm dünya yok oluyor bir anda insanın. Ä°ÅŸte Memet'i de yakalıyor gurbet ellerde veba denen illet ve kısa bir sürede de alıp gidiyor canını...
    Bir çalının dibine gömüyorlar Memet'i. Söylenecek sözleri, sevgiliye, anasına özlemiyle birlikte örtüyorlar üstünü. Kara toprak alıyor baÄŸrına. GençmiÅŸ... Sevenleri varmış.. Anası yavuklusu yol gözlüyormuÅŸ. Ecel bu! Kimini sele, kimini yele verir. Memet'i de Revan'da vebayla yakalıyor. Sayıklaya sayıklaya gidiyor Memet. Kucak dolusu kırmızı güller elinde kalıyor. Sevgiliye özlemi de dilinde ! Artık bir çalıdır mezar taşı Memet'in..
    Bir tek Memet deÄŸil vebaya teslim olan. Kervanın çoÄŸu kırılıyor. Sahipsiz mezar oluyor Revan'da... Kalanlar periÅŸan. Utangaç. Yaşıyor olmaktan utanıyorlar sanki... Sanki ölenlerin sorumlusu ölmeyenlermiÅŸ gibi... Ağır ağır Erzurum'a giriyor kervan. Analar, bacılar, sevgililer, oÄŸullar, eÅŸler meraklı gözlerle karşılıyorlar kervanı. Aradığını bulan sarmaÅŸ dolaÅŸ. GözyaÅŸları hıçkırıklara karışıyor. Aradığını bulamayanlar, ilk rastladığına soruyor? "OÄŸlum nerede? Birlikte çıktınız kervana. Nerede kaldı?". Sen sen ol da gel yanıtla. "Ä°lkin kusma baÅŸladı. Sonra da bir ateÅŸ. En son sayıklama baÅŸladı. Tüm sevdiklerini bir bir sıraladı. Titreye titreye sayıkladı. Yedi gün dayandı Memet. Sonra....Sonra bir çalının dibine gömdük onu".
    Anadır... Alıyor, veriyor, veriyor, alıyor. Oluru yok. Diline kırmızı gülleri doluyor. Ol tabipten medet diliyor. Olmuyor. Ver elini daÄŸ yolları. Dilinde türküsü, gönlünde oÄŸlunun hayali. Deli olup daÄŸlara düşüyor. Onu son görenler, elinde bir demet kırmızı gül, dilinde "Kırmızı gül demet demet. Sevda deÄŸil bir alametÂ… Åžol Revan'da balam kaldı. Yavrum kaldı" diye diye haykırdığını söylüyorlar.

Kırmızı gül demet demet,
Sevda deÄŸil bir alamet,
Balam nenni yavrum nenni,
Gitti  gelmez ol muhannet,

Şol Revanda balam kaldı,
Yavrum kaldı balam nenni.

Kırmızı gül her dem olmaz,
Yaralara merhem olmuz,
Balam nenni yavrum nenni.
Ol tabipten derman gelmez,

Şol Revanda balam kaldı,
Yavrum kaldı balam nenni.
                  
Kırmızı gülün hazanı,
Ağaçlar döker gazeli,
Balam nenni yavrum nenni,
Kara yağızın güzeli,

Şol Revanda balam kaldı,
Yavrum kaldı balam nenni.


    KAYNAKLAR :
1- Suat Işıklı "Yakutiye" Ankara (12 Mart 1960) Yıl:5, Sayı :4, Sayfa:14
2- Serbülent Yasun, "Halk Türkülerimiz" Üçüncü baskı, 1. Cilt, sayfa 165 
3- Cahit Öztelli, Halk Türküleri Evlerinin Önü, 2. Baskı Nisan 1983, sayfa 64

                                              YaÅŸar ÖZÃœRKÃœT
                                          Öyküleriyle Türküler 2