"Gökte Uçan Huma Kuşu" türküsünün hikayesini ve yaşanan olayları saz şairi Aşık Baran şöyle anlatır;
"Boran, Irışvanoğlu Bey'in yeğinidir. Hikayede geçmişi şöyle başlar.
Boran'ın annesi Kınalı Hatun, Irışvanoğlu'nun kız kardeşidir. Irışvanoğlu, Kınalı Hatun'u, kölesi Öksüz Yakup ile uygun olmayan bir şekilde görür. Bu olayı kapatmak için Kınalı Hatun'u ilk taliplisine verir. Kına yakma hazırlığı yapılırken, yanlarından uzaklaştırılan sevgilisi Öksüz Yakup'a bir dere kenarında tesadüfen tanıştığı Çerciden yardım gelir. Kınalı Hatun ile Öksüz Yakup, o yörelerden kaçarak Antep İli'nde mağara tipi bir evi mekan tutarlar.
Kıt kanaat geçinmektedirler ama mutludurlar. Bu birliktelikten Boran isimli bir erkek çocukları olur. Boran, 6 aylıkken babası Öksüz Yakup vefat eder. Komşularının yardımı ile yaşarken, Boran 5 - 6 yaşlarına geldiğinde annesi Kınalı Hatun'u da kaybeder. Kınalı Hatun'un üzerinden "Ben Irışvanoğlu'nun bacısı Kınalı Hatun'um. Bu kağıtla kardeşime haber verin" yazılı bir not çıkar. Komşuları bu bilgilenme üzerine Kınalı Hatun'a görkemli bir cenaze merasimi yapar. Onu defnederler.
Kınalı Hatun ve Boran hakkında bilgilenen Irışvanoğlu yeğeni Boran'ı bulamaz. Boran 12 yaşına kadar Antep'te çobanlık yapar. Bu arada saz çalmasını da öğrenir. Sazıyla, yaşamış olduğu olayları ve bu olaylardan verebileceği göndermeleri çevreye söylemeye başlar. Bu arada dünyalar güzeli Küpeli Hanıma'da sevdalıdır. Fakat onunla birleşmesi mümkün değildir. Boran, dayısı Irışvanoğlu Bey ile görüşür ve onun da yardımı ile sevdiğine kovuşur. "Gökte Uçan Huma Kuşu" türküsü O'nun en belirgin türküsüdür. Ve bir halk hikayesinde türküleşmiştir.
( Kaynak : Aşık Baran)
Salih TURHAN - Abuzer AKBIYIK - Sabri KÜRKÇÜOĞLU / Notalarıyla Türkülerimiz ve Hikayeleri, C 2, İstanbul 2003.